Türkiye'de kadın

Yaşamanın gittikçe zorlaştığı güzel ülkemde kadın olarak yaşamak daha da zor hale geldi. Ekonomiyi, politikayı, teknolojiyi, dünya basınını yakından takip edip ileriye yönelmemiz gerekirken 21. yüzyılın en hareketli günlerinde duraklamaya hatta gerilemeye mahkum ediliyoruz.



Kadına şiddet durdurulamaz bir hal aldı acı olan ise yemek içmek kadar normal karşılanması. Kocasının şiddeti yüzünden ölen, ayrılmak istediği sevgilisi tarafından bıçaklanan, baba şiddeti gören, üvey ağabeyi geçtim öz ağabeyi tarafından tecavüze uğrayıp kimseye söyleyemeden canına kıyan Aysun Altay gibi yüzlerce, duymadığımız binlerce kadın var bu ülkede!
Neden mi?

Cinsel eğitimden korkan, cinsellik kelimesinden bile utanan babalar ama her gördüğü karşı cinse tacizde bulunmaktan çekinmeyen evlatlar yüzünden!

Kendine dindar diyen 3-5 sakallının televizyona çıkıp "kadınlar hamile sokağa çıkmasın cinsellik çağrıştırıyor", "ped reklamı yasaklansın", "kadınların çalışması caiz değil", "karma eğitim kaldırılsın" diyen yobazlar yüzünden!

Hatayı kendinde arayıp bir şeyleri düzeltmeye çalışmak yerine çareyi Beren Saat'in instagram sayfasına dünya kadar küfrü sıraladıktan sonra "Sen Aşk-ı Memnu'yu, Fatmagül'ün suçu ne'yi çektin tecavüzler arttı kafir" yazmakta bulan kafalar yüzünden!


Tecavüze uğramış, öldürülmüş bir kadının ardından "mini etekliymiş", "o saatte ne işi varmış"gibi türlü türlü bahaneyi sıralayıp tecavüzcüyü, katili haklı çıkaran at gözlüğüne esir olmuş el alem yüzünden!





"Tecavüzcü kürtaj yaptıran kadından daha masumdur" diyerek kadının bedenine, haklarına tecavüz etmekle kalmayıp tecavüzcüyü koruyup kollayan, onca olaya rağmen kadına şiddet için gerekli yasa tasarısını çıkarmayan, evinin önüne polis koyduğu halde koruyamayan, sahip çıkmayan devlet yüzünden!

 Ünlülerin ağzını gözünü mora boyamasını sosyal sorumluluktan sayan, büyük çaplı bir organizasyon yapamayan dernekler yüzünden.

Şimdi size söylüyorum!

Özgecan Aslan vahşice öldürüldüğünde "o saatte orada ne işi var bir genç kızın o da mini giyerek şoförü azdırmasaymış" gibi utanç verici cümleler söylediniz. Peki okuldan eve giderken takip edilen Fatmanur Çelik'in ne günahı vardı? Üstelik türbanlıydı da o ne yapmıştı, ona ne bahane buldunuz?
Münevver Karabulut, Hüsne Aslan sevgilileri tarafından öldürüldüğünde "aynı evde ne işleri varmış, hak etmiştir" dediniz. Peki onca evli kadının ne günahı vardı?
Mesele başı açık, türbanlı olmak değil. Zihniyet eğer havada karada bulunan bütün canlılara sarkmaya, zorla birlikte olmaya odaklanmışsa üstündeki kıyafetlerin, ilişkinin resmi veya gayri resmi olmasının hiçbir anlam ve önemi kalmıyor.

Kusura bakmayın ünlüler gözünü mora boyadı diye hiç kimse şiddetten vazgeçmez. Derneklerin, vakıfların ve sosyal dayanışma kuruluşlarının bir araya gelip kadına şiddete daha fazla dikkat çekmesi gerekli. Çünkü kadına şiddet abartılmıyor.


Eğer bir diziden etkilenip hayatını değiştirmeye karar veren birileri olsaydı ülkenin yarısından fazlası mafya olurdu önce bunda anlaşalım. Oyuncunun görevi yazılan senaryoyu oynamaktır. Yani Aşk-ı Memnu'da, Fatmagül'ün Suçu ne'de Beren Saat oynamasaydı başkası oynayacaktı. Bu sefer de ona ağız dolusu küfür edecektiniz. Dizileri tam anlamıyla izleseydiniz görürdünüz. Birinde yasak aşkın insanların hayatını ne denli mahvettiğini diğerinde de tecavüze uğrayan bir kadının haklı davası anlatılıyor. Ama konuya aldırmadan "o" sahnelere kilitlenen, bütün diziden anladığı "o" sahne olan bir ülkede ne sanat gelişir ne de sanatçı yetişir. Aksine okuduğunu, izlediğini, dinlediğini yorumlayamayan bir halk ortaya çıkar. Bu da bizim felaketimiz olur.


Kadınların kimseden korkusu olmasın. Biz kadınlar okuyacağız, çalışacağız ve en üst mertebeye yerleşip zamanı geldiğinde adımızı altın harflerle yazdıracağız. Aydınlık yarınlarımız olsun!